Support Queer Film ‘Three Some Cake’ by queer director Metin

Hello. I am queer filmmaker Metin Akdemir. I have been working in the field of queer cinema and art in Turkey for years. I won national and international festival awards for my shorts, ‘I've Come and I'm Gone’ (Ben Geldim Gidiyorum, 2011) and ‘The Küpeli Baths’ (Küpeli, 2013). My films have been screened at numerous festivals, among them Sarajevo, IDFA, and Jihlava. I have produced works of art with the KaraPembe Queer Art Collective and participated in the organizing committee for LGBTQ+ themed contemporary art exhibitions since 2012. I have regularly put together exhibitions featuring the work of queer-feminist artists under the series titled "Bound-Less" since 2017. I have recently completed the documentary work ‘Scenes I Imagine’ (2020) that deals with censorship of queer desire in the cinema of Turkey. Having been screened in more than 10 national and international film festivals, ‘Scenes I Imagine’ was streamed for a year on MUBI.

In this period when LGBTQ+ people are targeted by decision-making authorities and the oppression and violence against us are on the rise, I find it valuable as a filmmaker and activist to tell stories about us, especially in terms of our visibility. However, as we all know, I have been experiencing the difficulties of producing in the field of art and being a filmmaker in Turkey, especially a queer filmmaker, for a long time. For this reason, I have difficulty in finding financial support for the projects I want to realize.

I have been working on my first feature-length fiction film for a long time and I am looking forward to your support for this film.

“Three Some Cake”: My First Feature Film

“Friendships that are left behind don't stay in the past. Umut, who realizes that this friendship is actually love when they meet again, and the confused* Limon... If love has no gender, the people who will experience love do not need to have the same sexual orientation/gender identity!”

Here’s the plot of the Three Some Cake: Umut and Limon are childhood friends who grew up in the same apartment in Izmir. Their friendship has been intervened by roads and years and the two friends have not seen each other for about 10 years. Umut lives in Berlin and Limon in Istanbul, and the two friends meet in Istanbul. Umut convinces Limon to move to Berlin as he has fondness for him, but there is a grandmother to convince... And, their journey from Istanbul to Izmir and then to Berlin begins.

The story I wanted to bring to life, 'Three Some Cake', primarily emerged from a very personal story for me. I came out late, both to myself and my environment, as a queer. I didn't have any "relationship" with anyone until the age of 26. I thought I usually felt in love with butch* women, but it could be called admiration rather than love. After coming out as a queer “Metin”, I fell in love, broke up, had sex and hung out. I was flirting with 5 different men lately. These “men” were people who called themselves “straight” but whom I described as “confused men”. When the night came to "that" stage, they said to me, "I'm sorry, I'm straight." They were making me feel sexy, making advances to me, but they didn't have sex with me. From this experience, I decided to write the story of Umut and Limon.

As a director, Umut is the character I want me and the audience to have an emotional connection with. I want us to empathize with our character by following Umut and watching scenes through his eyes. So, the gender of our camera is a queer like Umut. Throughout the film, I want the audience to expect "Umut to open up to Limon, please" and to desire this. In the scenes where Umut is not present, I am planning an actuel following-camera language and a documentary-style technical language that does not interfere much with the light of the space. I am planning to use sound and music as one of the basic and important elements of the film. The music we hear in the interior and exterior spaces will change according to the cities of the film and will give information about that city. The street musicians will be among the other musical elements we hear. In places such as cafes, bars, clubs and houses, the sounds will sometimes take precedence over the dialogues. I am designing an audio tape which is not clean as one can also hear the moans of people who have sex or broken glasses.

Support Me!

I am in the pre-production stage of the film Üç Dilim Kek (Three Some Cake), which I am planning to be 80-90 minutes long, and I want to speed up my work with the goal of the 76th Berlin Film Festival. I need 7500 Euro support to complete the script of the film, to determine the locations of the film, and to complete the casting process. I aim to use this support to finalize my script in Berlin, one of the places where the story of the film takes place, to conduct location research for the film in Berlin, Istanbul and Izmir with my production team and to complete the casting process of the film.

The campaign will last for two months. I am looking forward to your support to make my dreams come true!

Cover: Zekican Sarisoy

Filmografi / Filmography

Ben Geldim Gidiyorum / I've Come and I'm Gone (2011), director

Link: I've Come and I'm Gone

Küpeli / The Küpeli Baths (2013), director

Link: The Küpeli Baths

Hazırlamış olduğumuz kampanyamızın Türkçe metni aşağıdaki gibidir.

Kuir Film 'Üç Dilim Kek ve Türkiye'den yönetmen Metin Akdemir Desteklerinizi Bekliyor!

Merhaba. Ben kuir sinemacı Metin Akdemir. Türkiye’de kuir sinema ve sanat alanında yıllardır emek veriyorum. ‘Ben Geldim Gidiyorum' (2011) ve ‘Küpeli’ (2013) adlı kısa filmlerimle ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller kazandım. Filmlerim aralarında, Saraybosna, IDFA ve Jihlava'nın da bulunduğu çok sayıda uluslararası festivalde gösterildi. 2012'den bu yana LGBTQ+ temalı çağdaş sanat sergilerinin organizasyon komitesinde yer aldım ve KaraPembe Kuir Sanat Kolektifi ile sanatsal çalışmalar gerçekleştirdim. 2017'den bu yana, düzenli olarak “Sınırsız” başlıklı seri altında queer-feminist sanatçıların eserlerinin yer aldığı sergilerde küratör olarak çalıştım. Yakın zamanda Türkiye sinemasında queer arzunun sansürlenmesini ele alan 'Hayalimdeki Sahneler' (2020) adlı belgesel çalışmasını tamamladım. Ulusal ve uluslararası 10'dan fazla film festivalinde gösterilen Hayalimdeki Sahneler, geçtiğimiz sene bir yıl boyunca MUBI'de yayınlandı.

LGBTQ+’ların, karar verici otoriteler tarafından hedef gösterildiği, bizlere yönelik baskı ve şiddetin arttığı bu dönemde, özellikle, bize dair hikâyeler anlatmayı, bir sinemacı ve aktivist olarak görünürlüğümüz açısından değerli buluyorum. Ancak hepimizin bildiği üzere, Türkiye’de, sanat alanında üretim yapmanın, sinemacı olmanın, -hem de kuir sinemacı olmanın- zorluklarını uzun zamandır yaşıyorum. Bu nedenle, gerçekleştirmek istediğim projelerime finansal destek bulmakta güçlük çekiyorum.

İlk uzun metraj kurmaca filmim için uzun bir süredir çalışıyorum. Bu film için sizlerden destek bekliyorum.

“Üç Dilim Kek”: İlk Uzun Metraj Filmim

“Geride kalan arkadaşlıklar geçmişte kalmıyor. Tekrar karşılaştığında bu arkadaşlığın aslında aşk olduğunu anlayan Umut ve kafası karışık* Limon… Aşkın cinsiyeti yoksa aşkı yaşayacak insanların da cinsel yönelimin/cinsiyet kimliğinin aynı olmasına gerek yok!”

Üç Dilim Kek’in konusu şöyle: Umut ve Limon İzmir’de aynı apartmanda büyümüş çocukluk arkadaşıdır. Yollar ve yıllar araya girmiş iki arkadaş, yaklaşık 10 yıl görüşmemiştir. Umut Berlin’de, Limon İstanbul’da yaşamaktadır, ve iki arkadaş İstanbul’da karşılaşırlar. Umut Limon’a olan düşkünlüğüyle onu Berlin’e taşınmaya ikna eder ama ikna edilmesi gereken bir anneanne vardır… Ve İstanbul'dan İzmir'e, oradan da Berlin'e uzanan yolculukları başlar.

Hayata geçirmek istediğim hikâye, ‘Üç Dilim Kek’, öncelikle benim için oldukça kişisel bir hikâyeden ortaya çıktı. Ben geç açıldım; queer olarak kendime ve çevreme. 26 yaşına kadar kimseyle bir “münasebetim” olmadı. Genelde butch* kadınlara aşık olduğumu sanıyordum ama bunun adı aşktan ziyade hayranlıktı. Queer bir “Metin” olarak açıldıktan sonra, aşık oldum, ayrıldım, seviştim ve takıldım. Son dönemde 5 ayrı erkekle flörtleştim. Bu “erkekler” kendine “straight” diyen ama benim “kafası karışık erkek” olarak tanımladığım insanlardı. Gece “o” aşamaya gelince bana “yalnız kusura bakma ben heteroyum” diyorlardı. Beni yükseltiyor, onlarca sinyal yolluyor ama benimle sevişmiyorlardı. Bu deneyimden yola çıkarak, Umut ve Limon’un hikayesini yazmaya karar verdim.

Yönetmen olarak benim ve seyircinin duygusal bağ kurmasını istediğim karakter Umut. Umut’u takip eden, onun gözünden sahneler izleyerek karakterimizle duygudaşlık kurmamızı istiyorum. Yani, kameramızın cinsiyeti Umut gibi bir lubunya. Seyircinin film boyunca “n’olur artık Umut Limon’a açılsın” diye beklemesini, bunu arzulamasını arzuluyorum. Umut’un olmadığı sahnelerde ise aktüel, takip eden bir kamera dili ve mekânın ışığına çok müdahale etmeyen, belgesel tarzı bir teknik dil planlıyorum. Ses ve müzik kullanımını filmin temel ve önemli elementlerinden biri olarak planlamaktayım. İç ve dış mekânlarda duyduğumuz müzikler filmin şehirlerine göre değişecek ve o şehre dair bilgi verebilecek. Sokak müzisyenleri de duyduğumuz diğer müzik elementlerinden olacak. Kafe, bar, kulüp, ev gibi mekânlarda sesler bazen diyalogların önüne geçecek. Tertemiz olmayan, kırılan bardağı ya da seks yapan insanların inlemelerini de duyduğumuz bir ses bandı tasarlıyorum.

Desteklerinizi Bekliyorum!

80-90 dk olarak planladığım ve 76. Berlin Film Festivali hedefi ile çalışmalarımı hızlandırmak istediğim Üç Dilim Kek filminin pre-prodüksiyon aşamasındayım. Tretman’ı biten filmin senaryosunu tamamlamak, filmin mekânlarını belirlemek ve casting sürecini tamamlamak için 7500 Euro desteğe ihtiyaç duyuyorum. Bu desteği; filmin hikâyesinin geçtiği yerlerden biri olan Berlin’de senaryomu nihayete erdirmek, film için yapım ekibimle Berlin, İstanbul ve İzmir’de mekân araştırması yapmak ve filmin casting sürecini tamamlamak üzere kullanmayı hedefliyorum.

Kampanya iki ay sürecek. Hayallerimi gerçekleştirmek için desteklerinizi bekliyorum!

Görsel: Zekican Sarısoy